- içini boşaltmak
sıkıntı ve derdini söylemek"Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir." - Ç. Altan
- açmak
-i Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek"Kapıyı açıp içeri giriyorum." - A. Ağaoğlu
- açığa vurmak
belli etmek, ortaya çıkarmak"Açık pencereden, pastırma yazının mavi ışıkları girmekte." - E. Atasü
- ifşa etmek
gizli bir şeyi ortaya dökmek, açığa vurmak, yaymak, ilan etmek, afişe etmek, reklam etmek"Sen, anlaşılmaz bir ifşa kararıyla hayalimizin gözünü kör ettin." - A. N. Asya
- itiraf etmek
başkaları tarafından bilinmesi kendi için sakıncalı görülen bir gerçeği saklamaktan vazgeçip açıklamak, söylemek, bildirmek"Hatıralarım demek; söylemek istediklerim, itiraflarım demek, söyleyebildiklerim demektir." - F. R. Atay
- ifşa etmek, derdini dökmek
- içini boşaltmak.