- nafile
sıfat Yararsız"Delikanlı çağımızdaki cevher / Yalvarmak, yakarmak nafile bugün" - C. S. Tarancı
- abes
Gerçeğe, sağduyuya, akla aykırı.
- boş
sıfat İçinde, üstünde hiç kimse veya hiçbir şey bulunmayan, dolu karşıtı"Yaralı kaymakamla iki emir eri de boş kalan kompartımana rahatça yerleştiler." - A. Gündüz
- boşuna
sıfat Boş, yararsız, gereksiz, beyhude, nafile"Kapıldığı tüm fikirler saçma, kurduğu tüm hayaller boşunaydı." - E. Şafak
- yararsız
sıfat Yarar sağlamayan, yararı olmayan, işe yaramayan, yarayışsız, faydasız, nafile, avantajsız
- faydasız
sıfat Yararsız"Bir aralık evden savuşmak da aklına geldi ama faydasız buldu." - M. Ş. Esendal
- başarısız
sıfat Başarı göstermeyen, muvaffakiyetsiz"Başarısız bir öğrenci."
- tesirsiz
sıfat Etkisiz
- faydasız.
- nafile, faydasız, semeresiz