- gerçek
isim Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat"Esasen bizim için millî varlık ile istiklal ve hürriyet aynı gerçeğin çeşitli cepheleridir." - M. Kaplan
- doğru
sıfat Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı
- Hak
isim Adalet"Haktan ayrılmamalı."
- asıl
isim Bir şeyin kendisi, örnek, kopya karşıtı"Bir belgenin aslı."
- esas
isim Bir şeyin özünü oluşturan ana öge, temel
- hakikilik
isim Gerçeklik
- doğruluk
isim Doğru ve dürüst olma durumu, doğru olana yakışır davranış, dürüstlük, adalet"Güzel düşün, iyi hisset, yanılma, aldanma / Ne varsa doğrudadır, doğruluk şaşar sanma" - T. Fikret
- dürüstlük
isim Doğruluk"O zaman parmağımın şerefine içerken, dürüstlüğün şerefine içmiş oluruz, değil mi?" - E. Şafak
- hakikat
isim Gerçek"Ayık olmak yani bu hayatı yaşamıyormuş gibi hissetmenin dayanağını hakikat içinde bulmak gereklidir." - İ. Özel
- sıhhat
isim Sağlık, esenlik"Sıhhati yerinde imiş, bir çocuğu daha olmuş." - R. H. Karay
- samimiyet
isim İçtenlik"Hayatın kokusu ve rengi olan samimiyet sizden uçup gitmişti." - Y. K. Karaosmanoğlu
- sadakat
isim İçten bağlılık"Nerede sadakat beklersek orada ihanete uğrarız." - A. Ş. Hisar
- içtenlik
isim İçten olma durumu, içten davranış, samimilik, samimiyet"Bütün içtenliğimizle aksaklıkları sıralamıştık." - A. Ümit
- gerçeklik
isim Gerçek olan, var olan şeylerin tümü, hakikat, hakikilik, şeniyet, realite, reellik"Çok işte ne yapıyorsak onu yapıp bunda da gerçekliği belirlemekle yetinebiliriz." - N. Uygur
- vefa
isim Sevgiyi sürdürme, sevgi, dostluk bağlılığı"Biz mağlup olduğumuz için sizden cesur görünüyoruz ve vefamız daha sağlamlaşıyor." - A. Gündüz
- filvaki
zarf Gerçekte, gerçekten, her ne kadar, vakıa"Filvaki bu genç kız, fikirlerini biraz daha çocuksu anlatıyor." - R. H. Karay
- aslına uygunluk
- gerçek, hakikat, doğruluk, gerçeklik, içtenlik, dürüstlük
- içten bağlılık