- boru
isim Bir yerden başka bir yere sıvı, gaz vb. aktarmaya yarayan, içi boş, uçları açık, uzun ve dar silindir"Soba borusu kazanın içinden geçerdi." - N. Cumalı
- borazan
isim Üfleyerek çalınan, perdesiz çalgı, boru
- ilan etmek
bir durumu yayım yoluyla duyurmak"Afişte, ilanda yazılı vakit gelmemiş de olsa perde açılacak demekti." - T. Buğra
- yaymak
-i, -e Bir şeyi açarak, düzelterek bir alanı örtecek biçimde sermek"Kardeşleri çardağın içine, dışına yatakları yayıyorlardı." - N. Cumalı
- boynuz
isim Bazı hayvanların başında bulunan, tırnaksı bir maddeden, uzun, kıvrık veya çatallı korunma organı
- trampet
isim İki değnek ile çalınan küçük davul
- trompet
isim, müzik Bir ağızlık ve kendi üstüne kıvrılmış silindir bir borudan oluşan nefesli çalgı
- megafon
isim Sesi yükseltip uzağa iletmeye yarayan koni biçiminde alet
- boru sesi
- çalgı borusu
- boru gibi ses çıkarmak. trumpet call boru sesi ile çağırma. trumpet creeper borulu hanımeli
- boru çalarak ilân etmek
- kendi kendinin reklamını yapmak
- megafon.
- trompet, boru, borazan, fil sesi, bağırış, çığlık, böğürtü
- övünmek. ear trumpet kulak borusu. speakin'g trumpet ağız borusu