- dayak atmak
dövmek, sopa ile dövmek
- dövmek
-i Tokat, yumruk, tekme vurarak canını acıtmak"Harp Divanına vermeden önce şurada kemiklerini kırıncaya kadar bir dövsem!" - H. E. Adıvar
- azarlamak
-i Kırıcı ve sert söz söylemek, paylamak, tekdir etmek
- cezalandırmak
-i Bir kimseye veya varlığa ceza vermek"Meğer bizim Abdullah ve kardeşi et çalan bir kediyi cezalandırmak istemişler." - F. R. Atay
- yenmek
-i Savaş veya yarışmada üstünlük sağlamak, üstün gelmek"Kahramanlar daima yenmek veya düşmanlarını yendikten sonra da yine yenecek düşman bulmak isterler." - A. Ş. Hisar
- pataklamak
-i Rastgele vurarak dövmek"Babam yerinden fırlayıp beni bir iyi pataklayacak sanıyordum." - Y. K. Karaosmanoğlu
- paylamak
-i Birine kusurundan ötürü sert sözler söylemek, azarlamak"Görümcesi onu paylıyor, o ise Kutlu'nun yüzüne bakıyordu, duymamacasına." - N. Araz
- haşlamak
nsz Bir şeyi kaynar suya daldırmak
- bozguna uğratmak
- fırça atmak
- sopa çekmek, dövmek, dayak atmak, yenmek
- yenilgiye uğratmak