- paça
isim Pantolon, don, şalvar vb. giyeceklerde bacakların çıktığı aşağı bölüm
- acele etmek
çabuk davranmak, ivmek"Adam, acele adımlarla tekrar geri dönüyor, süratle merdivenlerden iniyor." - E. M. Karakurt
- gitmek
-e Bir yere doğru yönelmek
- koşmak
nsz Adım atışlarını artırarak ileri doğru hızla gitmek"Ben kaçıyorum, abim de arkamdan koşuyor." - A. Ağaoğlu
- seğirtmek
nsz Sıçrayarak yakın bir yere doğru koşmak"İçeriye girip de kalem odasına doğru seğirttiği anda odacı sokaktan seslendi." - E. E. Talu
- yetmek
nsz Bir gereksinimi karşılayacak, giderecek nicelikte olmak
- yortmak
nsz Koşmak
- acuze
isim Huysuz, yaşlı kadın"Korkunç bir acuze onu kucaklamaya çalışıyordu." - H. C. Yalçın
- tırıs
isim Atın kısa adımlarla hızlı yürüyüşü"Hafif tırıs üzere yürüyen hayvanı âdeta dörtnala koşturmaya başlıyordu." - M. Ş. Esendal
- tırıs gitmek
koşmaya yakın hızlı yürümek"Hafif tırıs üzere yürüyen hayvanı âdeta dörtnala koşturmaya başlıyordu." - M. Ş. Esendal
- yelmek
-e Aceleyle, telaşlı bir biçimde koşmak
- hızlı yürümek: tırıs: hızlı gidiş
- tırıs, tırıs gitmek, tırısa kaldırmak, gitmek, kaçmak