- çınlama
isim Çınlamak işi"Derhâl asabi, ince, deli sesi çınlamaya başlar, etrafı kasıp kavurur ve kıyametleri koparırdı." - A. Ş. Hisar
- yapmak
-i Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek"Her görevi ayrım gözetmeden aynı titizlikle yapmak başarının sırrıdır." - Ç. Altan
- etmek
nsz Bir işi yapmak"Şemsi, sıra düştükçe emlak komisyonculuğu ediyordu." - H. Taner
- işemek
nsz İdrar torbasında biriken sidiği dışarı atmak, çiş yapmak
- çınlamak
nsz "Çın" diye ses çıkarmak"Kulaklarımda bir dünya nağmesi / Bir büyük çalgı var içimde çınlar" - A. K. Tecer
- çıngırtı
isim Çıngırağın sesine benzer keskin ve kesik sesin adı
- işeme
isim İşemek işi
- çıngırdamak
nsz Çıngırak sesi çıkarmak"Caz alabildiğine çıngırdıyor, gümbürdüyor, garsonlar sağa sola seğirtiyor." - H. E. Adıvar
- çiş yapmak
- çmglrdatmak
- çıngırtı, işeme, su dökme, çınlamak, çınlatmak
- çıngırtı.