- ziraat
isim Tarım"El işlerini, bilhassa ziraatı münasip buldu." - N. Hikmet
- çift sürmek
saban, pulluk kullanarak toprağı ekilebilir duruma getirmek
- kasa
isim Para veya değerli eşya saklamaya yarayan çelik dolap"Arkaya doğru bir adım atıp sırtını meyhanecinin kasasına dayadı." - S. F. Abasıyanık
- yazar kasa
isim Satılan malları ve tutarlarını gösteren bir fiş veren, hesabı belleğinde tutan elektronik makine
- çekmece
isim Masa, dolap vb. şeylerin dışarıya çekilen bölümü, göz, çekme"Çekmecesinden utana utana bir şişe gazoz çıkardı." - T. Buğra
- hatta
bağlaç Bile, hem de"Bunlar çok sağlam hatta en sağlam devlet eshamından sayılır." - E. E. Talu
- kadar
edat Ölçüsünde, derecesinde"Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar da genç işidir." - S. F. Abasıyanık
- çiftçilik
isim Çiftçinin yaptığı iş
- değin
edat Dek"Her ikisi de şimdiye değin kabakulak geçirmemiş olduklarından, uzak durmaları gerekiyordu kardeşimden." - E. Şafak
- dek
edat Bir işin, bir durumun sona erdiği zaman veya yer, kadar, değin"Bir iki adım atıp yanıma dek geliyor." - Z. Selimoğlu
- e kadar
- para çekmecesi
- bağ, bkz.until, para çekmecesi, kasa