- memnun etmek
bir kimseyi sevindirmek, ona kıvanç vermek"Ben yine memnunum senden evladım / Sana ben bu bapta kusur bulmadım" - E. B. Koryürek
- eğlendirmek
-i Eğlenmesini sağlamak, eğlenmesine yol açmak"Ne şımarıklıklar, ne hoppalıklar yapacak, beni nasıl kızdıracak ve eğlendirecekti." - R. H. Karay
- gıdıklamak
-i Vücudun bazı yerlerine dokunarak ürperme veya gülerek kaçınma ile beliren bir sinir tepkisi uyandırmak
- gıdıklama
isim Gıdıklamak işi
- gıcıklamak
-i Gıcık oluşturmak, kaşındırmak
- gıdıklanmak
nsz Gıdıklama işi yapılmak"Sanki gıdıklanıyorlar ve gülmekten katılacaklar." - S. M. Alus
- hafif hafif dokunmak
- gıdıklamak, eğlendirmek, gıdıklama, gıdıklanma
- gıdıklanma. tickle one' fancy hoşuna gitmek. tickle the palm of rüşvet vermek. tickle grass çayırgüzeli