- itmek
-i Bir şeyi güç uygulayarak ileri götürmek"Erzak yüklü arabayı arkadan iten iki uşak, sırtı tırmandılar." - H. E. Adıvar
- baskı
isim Bir eserin basılış biçimi veya durumu"Baskı yanlışlıkları yüzünden kapatılan gazeteler vardı." - A. Ş. Hisar
- itme
isim İtmek işi"Bir ayağıyla koltukları itmeyi sürdürürken bir yandan da oğlunun beslenme çantasını hazırlıyordu." - E. Şafak
- basınç
isim, fizik Bir yüzey üzerine etkide bulunan gücün yüz ölçümü birimine düşen miktarı, tazyik"Gazların, içinde kapalı oldukları kabın her yönüne doğru basınçları vardır."
- saldırı
isim Kötülük yapmak, yıpratmak amacıyla doğrudan doğruya silahlı veya silahsız bir eylemde bulunma, hücum, taarruz, tecavüz"Ancak delikanlı, kargının sapını yere gömüp ucunu ata doğrultarak hasmının saldırısını engelliyordu." - İ. O. Anar
- lafı kesmek
sözü kesmek"Galiba ızdırabın ne olduğunu tecrübe edenler için saadet boş laf." - E. İ. Benice
- hücum
isim Saldırı"Bizdik o hücumun bütün aşkıyla kanatlı / Bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı" - Y. K. Beyatlı
- Darbe
Askerî darbe, bir ülkede silahlı kuvvetler mensuplarının silah zoru ile ülke yönetimine el koyması. Hükûmetlerin, ekonomik ve sosyal sorunları çözmekte başarısız oldukları iddiası, cuntacılar tarafından askeri darbelerin başlıca sebebi olarak gösterilir.[1] Zaman zaman ordu tarafından hükûmetlere verilen muhtıralar da darbe benzeri sonuçlar doğurabilir.Darbeciler genellikle ordunun yapacakları eyleme karşı tarafsız kalmasını fırsat bilerek iktidarı ele geçirerek, lideri devirir; radyo, TV gibi iletişim kanallarını işgal ederek hükûmet daireleri üzerinde otorite kurar; elektrik santralleri gibi temel altyapı tesislerini ve birçok kurumu kontrol altına alır.
- hamle
isim İleri atılma, atılım, saldırış, savlet"Teşebbüs, hamle, gayret, aksiyon ne demektir, bu gözü dönmüş insanlardan öğrenmek lazım." - N. F. Kısakürek
- sokmak
-i İçine veya arasına girmesini sağlamak
- sokma
isim Sokmak işi"İnsanlar dünyayı ayrı ayrı zaviyelerden gördükleri gibi onu gönüllerinin arzu ettiği bir şekle sokmaya da çalışırlar." - M. Kaplan
- saplamak
-i, -e Hızla batırmak"Bıçağı sapladı."
- defetmek
nsz Kovmak"Eğer buraya karşı bir tecavüze kalkışırlarsa defedeceğim." - A. Gündüz
- dürtmek
-i Ucu sivri bir şeyle veya elle hafifçe itmek"On dakika kadar dürttükten ve bağırdıktan sonra nihayet biraz ayılabildi." - E. İ. Benice
- itiş
isim İtme işi
- def
isim Savma
- dürtme
isim Dürtmek işi"Ben geçerken onun telaşı, sizi dürtmesi gözümden kaçmadı." - H. E. Adıvar
- süngüleme
isim Süngülemek işi
- süngülemek
-i Süngü batırmak"Üç yerinden süngüleyip yere serdikleri delikanlının başını taşla ezmediler mi?" - Y. K. Karaosmanoğlu
- bıçak sokma
- zorla kakarak sürmek
- itme kuvveti
- sokmak, saplamak, itmek, dürtmek
- süngülemek. thrust up bir şeyi yukarı sürmek. thrust upon zorlamak
- tazyik etmek. a home thrust tam yerine isabet eden vuruş. a shrewd thrust kurnazca bir saldırış.