- atış
isim Atma işi
- başından atmak
yapılması güç bir işi yapmaktan kendini kurtarmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı
- laf atmak
söyleşmek, konuşmak"Galiba ızdırabın ne olduğunu tecrübe edenler için saadet boş laf." - E. İ. Benice
- örtü
isim Örtmek için kullanılan şey, vualet"Vazo, ince bir kadın eli ile işlenmiş, beyaz oymalı bir örtünün üzerindedir." - E. M. Karakurt
- atma
isim Atmak işi"Yolda giderken balgamını herkesin geçtiği yola atmayı çok doğal sayanı neden seveyim?" - A. Ağaoğlu
- atlı
sıfat Atı olan"Atlı araba ormanın içinden geçen ince bir yolda çıngırak sesleriyle uzaklaşıyor." - A. Ağaoğlu
- fırlatmak
-i Hızla atmak, bulunduğu yerden dışarı atmak"Kalemi kâğıdı fırlatıp yatağıma koştum." - A. Kabaklı
- vermek
-i, -e Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek"Okumadığım zaman tavukların bahçesindeyim, yemlerini ben veririm." - Ö. Seyfettin
- düzenlemek
-i Düzenli, düzgün duruma getirmek, düzen vermek, tanzim etmek"Odasını düzenledi."
- atım
isim Atma işi"Kimi yayı öptü, kimi fırlattı / En er kemankeşe yetti üç atım" - Y. K. Beyatlı
- atmak
-i, -e Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak"Taşı suya atmak."
- çekmek
-i, -e Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek"Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı." - R. N. Güntekin
- karıştırmak
-i, -e Karışma işini yaptırmak
- düşürmek
-e Düşmesine yol açmak, düşmesine sebep olmak"Ben şimdi buracıkta tarağımı düşürmüşüm, gördünüz mü?" - O. C. Kaygılı
- yaymak
-i, -e Bir şeyi açarak, düzelterek bir alanı örtecek biçimde sermek"Kardeşleri çardağın içine, dışına yatakları yayıyorlardı." - N. Cumalı
- bırakmak
-i Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak
- kaçırmak
-i Kaçmasını sağlamak veya kaçmasına imkân yaratmak
- saçmak
-i Bir şeyi ortalığa dağıtmak, dökmek"Oraya birikmiş sulara basarak çamurları etrafa saçtı." - M. Ş. Esendal
- savurmak
-i Havaya atıp dağıtmak, saçmak"İşçiler buğdayı savurmakta ve taneyi samandan ayırmaktadır." - N. F. Kısakürek
- şekillendirmek
-i Biçimlendirmek
- kusmak
nsz Midenin içindekini basınçla ağızdan dışarı atmak, çıkarmak, kay etmek, istifra etmek
- yavrulamak
nsz Hayvan, doğurmak
- afallatmak
-i Şaşkınlığa düşürerek sersemleştirmek
- giyivermek
-i Çabucak giymek
- sersemletmek
-i Sersemlemesine sebep olmak"Bir saniyelik üzüntü beş saatlik yorgunluk kadar insanı sersemletiyor." - E. İ. Benice
- terketmek
- vaz geçmek
- ilâve etmek
- atmak, fırlatmak,
- acele bina etmek
- aniden yönünü değiştirmek
- arkaslna alıvermek
- etkilenmesine sebep olmak
- işinden atmak
- kafasını karıştırmak
- oy ver mek
- tehlikeye atılma
- yanlış yola yöneltmek
- yere atmak
- çabucak yapıvermek
- ışık yaymak