- ayak uydurmak
yürüyüşte adım atışını başkalarınınkine uydurmak
- zamana uymak
davranışlarını içinde bulunulan günün şartlarına uydurmak"Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım." - Ö. Seyfettin
- ihmal etmek
savsamak, savsaklamak, boşlamak"Ama ben yaşımın toyluğuna kapılmış, ufak tefek ihmaller bulmuştum bu tercümede." - Y. Z. Ortaç
- savsaklamak
-i Belirli bir sebebi olmaksızın bir işi isteyerek geri bırakmak, geciktirmek, umursamamak, ertelemek, sallamak, ihmal etmek"Baban nüfus kâğıdını çıkartmayı savsaklamış." - A. Ağaoğlu
- başkalarının fikrine uymak
- ayak uydurmak, zamana uymak, savsaklamak
- başkalarına ayak uydurma .temporizer zamana uyan kimse. temporizingly zamana ayak uy- durarak.
- uzlaşmak. temporiza'tion zamana uyma