anlami-nedir.com, nedir, nedemek
Kelime ve Karakter Sayacı

tell

Kelimeler > T ile başlayan kelimeler > tell nedir ?
tell
tell, tell nedir ,tell ne demek
  • haber vermek

    bildirmek, haber ulaştırmak"Bir zabit nefes nefese şu haberi getirdi." - O. S. Orhon

  • emretmek

    -i, -e Buyurmak, emir vermek"Bunu böyle istiyorum ve böyle emrediyorum." - A. Gündüz

  • nakletmek

    -i Nakil işini yapmak, bir yerden başka bir yere geçirmek, iletmek"İkisi de koluna girerek hastayı otomobile naklettiler." - P. Safa

  • hikâye etmek

    ayrıntılarıyla anlatmak, söylemek"Salonunda toplanmıştık geçen gece beş on kişi / Vardı onun kendine has bir hikâye söyleyişi" - E. B. Koryürek

  • beyan etmek

    bildirmek, söylemek, ileri sürmek, anlatmak

  • tesir etmek

    etki etmek"Bazılarının da kanaati şudur ki iyi ahlakta çalışmanın rolü ve tesiri vardır." - N. F. Kısakürek

  • saymak

    -i Bir şeyin kaç tane olduğunu anlamak için bunları birer birer elden veya gözden geçirmek, sayısını bulmak"Nara sormuşlar: -Tanelerin kaç tane? Yiyenler saysın bana ne- demiş." - B. R. Eyuboğlu

  • tasvir etmek

    betimlemek"Bugün bu saadet tasvirlerinin üstlerine birer siyah tül çekildi." - A. H. Müftüoğlu

  • göstermek

    -i Birini veya bir şeyi işaretle belirtmek"Vitrindeki oyuncağı parmağıyla gösterdi."

  • yapmak

    -i Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek"Her görevi ayrım gözetmeden aynı titizlikle yapmak başarının sırrıdır." - Ç. Altan

  • anlatmak

    -i, -e Bilgi vermek, izah etmek"Gece sabaha kadar düşündüğü şeyleri babasına da anlatmak isterdi." - P. Safa

  • betimlemek

    -i Bir nesnenin, kendine özgü niteliklerini tam ve açık bir biçimde söz veya yazı ile anlatmak, tasvir etmek"Şair, bu kayığı bize şöyle betimleyecektir." - S. Birsel

  • seçmek

    -i Benzerleri arasında hoşa gideni seçip almak veya yararlanmak için ayırmak"Ben bu kitabı seçtim."

  • tasarlamak

    -i Bir şeyin nasıl gerçekleşebileceğini düşünmek, zihinde hazırlamak"Nasıl bir iş edinmeyi tasarladığını anlıyorum şimdi." - N. Hikmet

  • yaymak

    -i, -e Bir şeyi açarak, düzelterek bir alanı örtecek biçimde sermek"Kardeşleri çardağın içine, dışına yatakları yayıyorlardı." - N. Cumalı

  • bildirmek

    -e Herhangi bir şeyi haber vermek"Babası ile arasındaki bütün mektuplaşmaları bana da bildiriyor." - E. İ. Benice

  • söylemek

    -i Düşündüğünü veya bildiğini sözle anlatmak"Bu konak için de yine senelerden beri aynı şeyi söylerim." - R. N. Güntekin

  • temin etmek

    korkusunu gidermek, güven vermek

  • demek

    nsz Söylemek, söz söylemek"Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar." - B. Felek

  • ifade etmek

    anlatmak"Bu kitabın bende hazin bir intiba bıraktığını söylersem yanlış bir ifadede bulunmamış olurum." - A. H. Çelebi

  • tebliğ etmek

    bildirmek"Heyet reisi selamlarının size tebliğine beni memur ettiler." - P. Safa

  • tanımlamak

    -i Bir kavramın niteliklerini eksiksiz olarak belirtmek ve açıklamak, tarif etmek

  • tembihlemek

    -i Uyarmak, hatırlatmak, tembih etmek"Daha dünden tembihlemişti, herkes erken gelecek diye." - T. Buğra

  • ayırt etmek

    Birkaç şeyi birbirinden ayıran niteliği anlamak, tefrik etmek, temyiz etmek"Ününün, sinemamıza getirdiği özel duyarlığın ayırdında bile değildi." - S. İleri

  • ifşa etmek

    gizli bir şeyi ortaya dökmek, açığa vurmak, yaymak, ilan etmek, afişe etmek, reklam etmek"Sen, anlaşılmaz bir ifşa kararıyla hayalimizin gözünü kör ettin." - A. N. Asya

  • keşfetmek

    -i Var olduğu bilinmeyen bir şeyi bulmak"İki genç kadın, birbirlerini keşfeden iki yalnız çocuk gibi memnundular." - H. E. Adıvar

  • bilmek

    nsz Bir şeyi anlamış veya öğrenmiş bulunmak"Bunu bilmek içimi kederle dolduruyordu." - A. Ağaoğlu

  • itiraf etmek

    başkaları tarafından bilinmesi kendi için sakıncalı görülen bir gerçeği saklamaktan vazgeçip açıklamak, söylemek, bildirmek"Hatıralarım demek; söylemek istediklerim, itiraflarım demek, söyleyebildiklerim demektir." - F. R. Atay

  • höyük

    isim Tarih boyunca türlü nedenlerle yıkılan yerleşme bölgelerinde, yıkıntıların üst üste birikmesiyle oluşan ve çoğu kez içinde yapı kalıntılarının gömülü bulunduğu yayvan tepe

  • bıkkınlık vermek

    bir şeyi sürekli tekrarlayarak karşısındakini usandırmak"Konakta da eskiye karşı bir bıkkınlık, bir usanç yok değildi." - S. Ayverdi

  • haber yaymak
  • birer birer saymak
  • birini ele vermek
  • hepsi beraber
  • olduğu gibi anlatmak
  • söylemek, ayıtmak, anlatmak, tembihlemek, emretmek, bildirmek, göstermek, belli etmek, etkili olmak, göze çarpmak, belli olmak, bilmek, tahmin etmek, seçmek, ayırt etmek
  • sır söylemek
  • tesiri olmak
  • yüzüne vurmak
Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş

Yeni Bir Kelime Öğren?

  • liberal
  • blöf
  • muaf tutmak
  • blöf yapmak
  • tok sözlü
  • arlanmaz
  • istisna etmek
  • içi dışı bir
  • Frank
  • Avrupalı

anlami-nedir.com'u Türkçe dil araçları sunan bir sözlüktür, yakın zamanda sadece anlamlar değil türkçe ingilizce sözlük, akademik aramalar ve birçok edebi araç ile karşınıza çıkacaktır.

anlami-nedir.com içeriklerini öncelikle TDK'dan sonra ise editörlerin kontrolünden geçirerek sizlere sunmaktadır, eğer bir hatalı kısım gördüyseniz lütfen iletişim'e geçiniz

Sizde Türkçemize katkıda bulunmak ve bilinmiyenleri aktarmak isterseniz editör olup paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Yunus Emre : "Biriktirdiğin değil, paylaştığın senindir"

Takip edin

Sitemap Yasal Konular İletişim Hakkında İndeksler Son Eklenenler Kelime Sayacı