- alay etmek
bir kimsenin, bir şeyin, bir durumun, gülünç, kusurlu, eksik vb. yönlerini küçümseyerek eğlence konusu yapmak
- aramak
-i Birini veya bir şeyi bulmaya çalışmak"Dükkânın içinde gözleriyle bir şeyler aradı." - S. F. Abasıyanık
- eğlenmek
nsz Neşeli, hoşça vakit geçirmek"Masadakiler eğlenirlerken vali dalgınlaşmıştı, pek dinlemiyordu konuşulanları." - A. Kulin
- takılmak
nsz Takma işi yapılmak"O gece üst katla bizim odayı birleştiren merdivenin üstüne koca kapak takıldı." - A. Kutlu
- alevlendirmek
-i Alevlenmesini sağlamak, tutuşturmak"Ateşi alevlendirmek."
- kızdırmak
-i Kızmasına neden olmak, kızmasını sağlamak
- kabartmak
-i Kabarmasını sağlamak, kabarmasına yol açmak"Vapur geri geri beyaz köpükler kabartarak açılmaya başlamış." - Ç. Altan
- ditmek
-i Yün, pamuk vb.ni tellere ayırarak kabartmak
- taramak
-i Bir şeyin tellerini birbirinden ayırıp karışıklığını gidermek"Anası sabaha kadar saçlarını tarıyor, düşünüyor, ürküyordu." - Y. Kemal
- eziyet etmek
zahmet ve sıkıntı vermek, canını yakmak
- rahatsız etmek
rahatını bozmak, rahatını, keyfini kaçırmak"Ömer Ağa rahatsız bir gülümseme ile yüzünü biraz daha buruşturdu." - H. S. Tanrıöver
- sataşmak
-e Bir kimseyi rahatsız edecek davranışta bulunmak, musallat olmak
- takılma
isim Takılmak işi"Sonradan kapının kaldırılıp yerine takılması için yetmiş kişinin çalışması icap etti." - N. F. Kısakürek
- istihza etmek
gizli veya kinayeli bir biçimde alay etmek, alaya almak"Sivri burnu, korkunç bir istihza ile şimdi bana doğru uzamıştı." - Y. Z. Ortaç
- tedirgin etmek
rahatını, huzurunu kaçırmak"Herkes tedirgin, kuruntulu ve heyecanlı idi." - T. Buğra
- didiklemek
-i Çekiştirerek veya ısırarak parçalamak, gagalamak"Kuş, sanki öfkesini alamamış gibi gagasıyla yılanı didikliyor sanılırdı." - M. Ş. Esendal
- mıncıklamak
-i Örseleyecek veya biçimini bozacak gibi ellemek, sıkıştırmak"Ellerinin parmakları bir lastik top mıncıklar gibi açılıp kapanıyor." - P. Safa
- rahat vermemek
- canını sıkma
- durmadan rica etmek
- sataşmak, takılmak, alay etmek, rahatsız etmek, rahat vermemek, sataşan, alaycı, muzip kimse
- yün taramak