- kır
isim Beyazla az miktarda siyah karışmasından oluşan renk"Gözlerinden, kırları artan sakalına bir iki damla yaş düştü." - F. R. Atay
- karartmak
-i Rengini karaya çevirmek, esmerleştirmek, siyahlaştırmak"Güneş tenini karartmış."
- kararmak
nsz Rengi karaya dönmek, siyahlaşmak
- leke
isim Kirliliği gösteren iz"Adi madenî kol düğmeleri bunları yeşilimtırak bir leke ile kirletirdi." - A. Ş. Hisar
- kirletmek
-i Kirli duruma getirmek, pisletmek"Madenî kol düğmeleri bunları yeşilimtırak bir leke ile kirletirdi." - A. Ş. Hisar
- lekelemek
-i Bir şeyi kirletmek, bir şey üzerinde leke oluşturmak"Kumaşı lekelemek."
- lekelenmek
nsz Leke oluşmak
- donuklaşmak
nsz Donuk duruma gelmek"Sonra birdenbire donuklaşarak müdüre sordu." - T. Buğra
- donuklaştırmak
-i Donuk duruma getirmek
- kararma
isim Kararmak işi"Hava kararmaya yüz tutunca, içine bir daralma geliyor çocuğun." - A. Kulin
- donuklaşma
isim Donuklaşmak durumu
- donuklaşma .
- sönükleşmek, kararmak, donuklaşmak, karartmak, donuklaştırmak, sönükleştirmek