- karıştırmak
-i, -e Karışma işini yaptırmak
- dokunmak
-e Nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derinin altındaki sinir uçları aracılığıyla duymak, değmek, el sürmek, temas etmek"Bir elektrik zilinin düğmesine dokunduk." - A. Haşim
- oynamak
nsz Vakit geçirme, eğlenme, oyalanma vb. amaçlarla bir şeyle uğraşmak"Çimenler üzerinde çocuklar oynuyor, kuzular otluyor." - H. R. Gürpınar
- karışmak
-e İki veya ikiden çok şey bir araya gelip birbirinin içinde dağılmak, birbirinin içine girmek"Araba sallana sallana içim bağrım birbirine karıştı." - H. R. Gürpınar
- kurcalamak
-i Ellemek, karıştırarak bakmak"Radyoyu kurcalayıp iyice bozdu."
- sıkmaç
isim, fizik Kompresör
- hile karıştırmak
- rüşvetle kandırmak
- değiştirip bozmak
- hile karıştırmaki
- hafifçe vurarak bastıran kimse veya alet
- sıkmaç.
- with ile birinin işine karışmak