- belirti
isim Bir olayın veya durumun anlaşılmasına yardım eden şey, alamet, nişan, nişane"Tuhaf! Çocukların yüzünde zerre kadar utanma belirtisi yok." - A. Ümit
- gösterge
isim Bir şeyi belirtmeye yarayan şey, belirti, im, işaret"Bu, yeterince cesur olamadığımın bir göstergesi olabilir." - İ. O. Anar
- işaret
isim Anlam yükletilen şey, anlamlı iz, im"Noktalama işaretleri."
- alâmet
Kur’an-ı Kerim, 1. Belirti, işaret, iz, nişan.
2.Büyüklük, irilik bakımından şaşılacak durumda olan nesne.
- emare
isim Belirti, iz, ipucu"Fakat hepsinin yüzünde korku ve endişe emarelerini ayan beyan görmüştüm." - Y. K. Karaosmanoğlu
- semptom
isim, tıp (***) Belirti
- araz
isim, felsefe İlinek
- sendrom
isim, tıp (***) Belirge"Down sendromlu çocukların tipik bir yüz görünümü vardır."
- araz, bulgu, semptom, bulgu, belirti, işaret
- araz.