- aldatmak
-i Beklenmedik bir davranışla yanıltmak"Ama bu münferit hayranlıklar aldatmamalı bizi." - C. Meriç
- dolandırıcılık
isim Dolandırıcı olma durumu, ayyarlık"Bankaları büyük mikyasta kurulan dolandırıcılık dolabı sanırdı." - Ö. Seyfettin
- dolandırmak
-i Dolanma işini yaptırmak
- söğüşlemek
-i Dolandırmak
- dolandırma
isim Dolandırmak işi
- kafeslemek
-i Çıkar sağlamak için birini aldatmak
- kayışa çekmek
aldatmak, kandırmak"Şapkası yere düşmüş, yakası yırtılmış, kılıcının kayışı kopmuştu." - Ö. Seyfettin
- dolandırıcılık etmek
- yalan söylemek