- koruma
isim Korumak işi"Bütün oba sevdalıları korumanın sevinci, övüncü içindeydi." - Y. Kemal
- destek olmak
güç sağlamak, yardımcı olmak
- müdafaa
isim Savunma, koruma"Bu kuyruk acısıyla kendilerini müdafaaya kalkıştılar." - A. H. Çelebi
- katlanmak
nsz Katlama işi yapılmak"Minnacık bir kir, olduğu yerde durmuyor, dakikada üçe beşe katlanarak çoğalan mikroplar üretiyordu." - E. Şafak
- almak
-i Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı
- dayanmak
-e Bir yere yaslanmak, kendini dayamak"Odalardan birinde köşeye dayanmış bir adam, sanki sızmış gibi görünüyor." - M. Ş. Esendal
- desteklemek
-i Destek koymak"Kapıyı ardından destekleyip varını yoğunu amcasının şerrinden koruyacaktı." - N. Hikmet
- onaylamak
-i Yapılan bir işi doğru ve yerinde bularak kabul etmek, tasdik etmek, tasdiklemek"Bu kitabın ahlak bozucu olduğunu elbet siz de onaylarsınız." - S. Birsel
- beslemek
-i Yiyecek ve içeceğini sağlamak"Okulun artıklarıyla otuz kişiden fazla insan besliyorduk." - H. E. Adıvar
- çekmek
-i, -e Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek"Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı." - R. N. Güntekin
- tutmak
-i Elde bulundurmak, ele almak"Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu." - Ö. Seyfettin
- ispat etmek
kanıtlamak"Benimkinin amcama ait olduğunu ispat için şahitlerim ve vesikalarım vardır." - R. N. Güntekin
- tahammül etmek
dayanmak, katlanmak, kaldırmak
- doğrulamak
-i Bir şeyin doğru olduğunu ortaya koymak, desteklemek, gerçeklemek, teyit etmek, tasdik etmek"Ağzı kilitli halktan ve senden başka beni doğrulayan yok." - N. F. Kısakürek
- geçindirmek
-i Geçinmesini sağlamak
- devam ettirmek
başlanmış bir işi sürdürmek
- sürdürmek
-i Sürme işini yaptırmak"Parmaklıklara boya sürdürdü."
- taşımak
-i Bir şeyi bir yerden alıp başka bir yere götürmek"Hastayı ekseriya yakın kasabaya kadar sırtta taşırlardı." - S. F. Abasıyanık
- azap çekmek
eziyet çekmek, üzüntü içinde olmak"Azabın, biliyorum, ölümden daha derin / Baba, isyan etmesin gökyüzüne kederin" - F. N. Çamlıbel
- uğramak
-e Yola devam etmek üzere, bir yerde kısa bir süre kalmak"Karaya uğramak, her denizci gibi cinine gidiyordu." - Halikarnas Balıkçısı
- muhafaza etmek
korumak, saklamak"Zamanımızda kıymetli şeylerin muhafazası güçleşti." - B. Felek
- tedarik etmek
bulmak, sağlamak
- devam
isim Sürme, sürüp gitme, kesilmeme, bitmeme
- kabul etmek
- teselli etmek
- güçlendirmek, güçlü tutmak, güç vermek, uzun süre korumak, sürdürmek, devam ettirmek,
- besleyip kuvvet vermek
- doğruluğunu teslim etmek
- düşmesine engel olmak