- çağrı
isim Birinin bir yere gelmesini isteme, davet"Kale burçlarında cenge çağrı davulları vuruldu." - N. Araz
- celp kâğıdı
isim, hukuk Çağrı belgesi
- celpname
isim, hukuk Çağrı belgesi
- atfetmek
-e Bir işi veya bir sözü bir kimseye mal etmek, yüklemek, isnat etmek
- davet
isim Çağrı, çağırma
- davetiye
isim Bir toplantıya, bir yere çağırmak üzere düzenlenen davet yazısı, çağrılık"Kapıda gülümseyen bir zat davetiye kontrol ediyor." - B. Felek
- çağırtma
isim Çağırtmak işi"Başasistanın kendisini böyle biçimsiz zamanda çağırtmasına sinirlenmişti." - H. Taner
- mahkeme çağrısı
- celp etme
- celp, çağrı, mahkemeye celp etmek
- mahkeme celpnamesi
- teslim çağrısı