- dalma
isim Dalmak işi"Silifke'de dalmaya başladılar ama bir gün, iki gün, on gün, denizde ilaç için olsun tek bir sünger bulamadılar." - Halikarnas Balıkçısı
- örtmek
-i Korumak, görünmez duruma getirmek veya gizlemek için üstüne bir şey koymak"Kadın bebeğini itina ile yatırdı, yüzünü örttü." - A. Gündüz
- bastırmak
-i Basma işini yaptırmak"Çok güçlüydü, bastırdı, omuzlarını yatağa yapıştırdı âdeta." - T. Dursun K
- daldırmak
-i, -e Dalma işini yaptırmak, dalmasına sebep olmak"İnce parmaklarını kocasının saçlarına daldırarak yumuşak bir sesle yalvardı." - P. Safa
- batmak
nsz Bir sıvının üstündeyken içine gömülmek"Sonra hani bir gemimiz batmıştı." - S. F. Abasıyanık
- batırmak
-i, -e Bir şeyin sıvı veya yumuşak bir maddenin içine gömülmesine yol açmak, batmasını sağlamak"Yumuşak lifi alarak kurnaya batırdı." - C. Uçuk
- dalmak
-e Suyun içine bütün vücuduyla ve hızla girmek"O çirkin, kaba kunduralarla sıcak günde serin denize dalmışım gibi rahatladım." - A. Kutlu
- su ile kaplamak
- batmak. submergence batma
- batırmak, daldırmak, batmak, dalmak
- su altında kalma
- su altında kalma.