- olağanüstü
sıfat Alışılmıştan, benzerlerinden farklı olan, fevkalade"Bazı kentlerin, insanın üstünde olağanüstü bir etkisi oluyor." - H. E. Adıvar
- asıl
isim Bir şeyin kendisi, örnek, kopya karşıtı"Bir belgenin aslı."
- ulu
sıfat Erdemleri bakımından çok büyük, yüce"Aile uluları arasında buna bir çare bulmak için dertleşmeler olur." - R. N. Güntekin
- yüce
sıfat Yüksek, büyük, ulu, ulvi"Yüce duygular, derin düşünceler ona göre değildir." - S. Taşer
- muhteşem
sıfat Görkemli"Ne büyümüş, ne koca göbekli muhteşem bir mahluk olmuştu." - S. F. Abasıyanık
- yükseltmek
-i Yükseğe çıkarmak, yukarı kaldırmak"Yastığımızı alçaltsak da yükseltsek de boynumuz ağrır." - Y. K. Karaosmanoğlu
- görkemli
sıfat Büyüklüğü, görünüşü ve güzelliğiyle görenleri etkileyen, gösterişli, debdebeli, haşmetli, ihtişamlı, muhteşem, şaşaalı, şatafatlı, tantanalı, anıtsal
- heybetli
sıfat Görünüşü korku ve saygı uyandıran"Böyle heybetli, akıllı adam, sana hocalık etmiş adam ölür mü hiç?" - N. Hikmet
- arıtmak
-i Temizlemek, temiz duruma getirmek, paklamak
- yüceltmek
-i Yükseltmek, yüce bir duruma getirmek"Kahraman diye yücelttiğiniz insanların, ciğerlerinin beş para etmediğini görmüyor musunuz?" - H. Topuz
- arınmak
nsz Temizlenmek
- süblimleşmek
nsz, kimya Bir cisim, katı durumdan sıvı durumuna geçmeden doğrudan doğruya gaz durumuna dönüşmek
- çok güzel
- son derece güzel
- sublimleştirmek
- ulvileştirmek
- arınmak.
- asilâne
- asilâne.
- gurur verici, yüce, ulu, son derece güzel, muhteşem
- yüce ulu
- âlâ. Sublime Porte Babıâli. sublimely sonderece