- şaşırtmak
-i Şaşırmasına sebep olmak"İşte Galip, böyle bir muhitte herkesi şaşırtan büyük bir kabiliyetle meydana çıkıverdi." - A. H. Çelebi
- uyuşturmak
-i Uyuşmasını sağlamak, hissedemez duruma getirmek"Ruhumu serinletecek, beynimi uyuşturacak bir masal anlat!" - R. H. Karay
- afallatmak
-i Şaşkınlığa düşürerek sersemleştirmek
- sersemletmek
-i Sersemlemesine sebep olmak"Bir saniyelik üzüntü beş saatlik yorgunluk kadar insanı sersemletiyor." - E. İ. Benice
- aptallaştırmak
-i Aptallaşmasına sebep olmak, aptal duruma getirmek, ahmaklaştırmak"Talihin aşırısı da insanı eninde sonunda aptallaştırdığından sonuç aynı kapıya çıkardı." - E. Şafak
- şoke etmek
- hissizleştirmek
- bönleştirmek
- sersemletmek, bunaltmak, şaşkına çevirmek, aptallaştırmak
- şaşırtmak.