- desteklemek
-i Destek koymak"Kapıyı ardından destekleyip varını yoğunu amcasının şerrinden koruyacaktı." - N. Hikmet
- pekiştirmek
-i Sertleşmek, katılaştırmak
- sağlamlaştırmak
-i Sağlam bir duruma getirmek, pekiştirmek
- kuvvet vermek
bir konuya çok önem vermek"Bu kadar cesur bir hamleye yetecek kuvvetim yok." - Y. Z. Ortaç
- güçlendirmek
-i Güçlü duruma getirmek, güç kazanmasını sağlamak"Dünyanın en ilginç ve muhteşem müzelerinden biri olan sarayı güçlendirmek için canla başla çalıştı." - T. Halman
- kuvvetlendirmek
-i Güçlenmesini sağlamak, gücünü artırmak"Garp medeniyetine girmek ve Türk harsını kuvvetlendirmek, Türkçülüğün ikiz çocuklarıdır." - O. S. Orhon
- yüreklendirmek
-i Birine yüreklilik, cesaret vermek
- takviye etmek
sağlamlaştırmak, kuvvetlendirmek, desteklemek"Şimdi arzu buyrulursa dostluğumuzu takviye için şöyle bir iki kadeh atalım." - N. Hikmet
- güçlenmek
nsz Güçlü duruma gelmek, kuvvetlenmek
- kuvvetlenmek
nsz Güç kazanmak, direnci veya gücü artmak"İnsanların talihlerini kendilerinin yaptıkları hakkındaki kanaatimiz kuvvetlenir." - A. Ş. Hisar
- güçlendirmek, sağlamlaştırmak, desteklemek, kuvvet vermek, güç kazanmak
- kuvvetini artırmak
- kuvvetini artırmak.