- fırtına
isim, meteoroloji Rüzgâr çizelgesinde hızı 34-40 deniz mili olan ve kuvveti 8 ile gösterilen, yağmur ve kasırga getiren çok güçlü rüzgâr"İnce, uzun sapının, çok ağır başını, o kadar yüksekte taşıyabilmesi, fırtınalarda kırılmaması, içindeki aşktandır." -
- hücum
isim Saldırı"Bizdik o hücumun bütün aşkıyla kanatlı / Bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı" - Y. K. Beyatlı
- hücum etmek
saldırmak"Bizdik o hücumun bütün aşkıyla kanatlı / Bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı" - Y. K. Beyatlı
- saldırmak
-e Bir kimseye veya bir şeye karşı saldırı yöneltmek, zarar verici bir davranışta bulunmak, hücum etmek"Bugün şu dakikada onlar hâlâ düşmana saldırıyorlardı." - H. C. Yalçın
- tufan
isim Nuh Peygamber zamanında yağan ve bütün dünyayı su altında bırakan şiddetli yağmur
- öfkelenmek
nsz, -e Öfkeli duruma düşmek, kızmak, hiddetlenmek"Boş boş baktığımı görünce öfkelenip elindekileri bir köşeye attı." - O. Pamuk
- bora
isim Genellikle arkasından yağmur getiren sert rüzgâr"Boraların savurduğu karla siyah sakalı savrulup beyazlanırken bile şemsiye ve palto gibi şeyler kullanmazdı." - İ. A. Gövsa
- kasırga
isim, meteoroloji Rüzgâr çizelgesinde hızı 64 veya daha fazla deniz mili olan ve kuvveti 12 ile gösterilen rüzgâr"Bu ağaç yalnız büyük bir kasırga ile silkeleniyor." - P. Safa
- sağanak
isim Birdenbire başlayan, genellikle kısa süren şiddetli yağmur"Evvelki gece sağanak başlayınca halazaden sevincinden göbek atıyordu." - B. Felek
- bora çıkmak
- fırtına patlamak
- fırtınalı geçmek
- hiddetten köpürmek
- fırtına, öfke, kıyamet, heyecan, ani duygusal taşkınlık, yüksek ses, fırtına patlamak, fırtına çıkmak, çok öfkelenmek, kıyameti koparmak, hücum etmek
- şiddetli öfke veya heyecan