- kesinti
isim Kesilen parça, kırpıntı"Gerçi çeviri kitaplarda, çevirilerin özensizliği, kesintiler hoş görülecek gibi değil." - A. Ağaoğlu
- kesme
isim Kesmek işi"Bir dönem, içkiyi haftalarca tamamen kesmeyi başardığım için, ondan sonra içtiğim her kadeh, bir adım gerilemek demekti." - E. Şafak
- tatil
isim Kanun gereğince çalışmaya ara verileceği belirtilen süre, dinlenme"Gel gelelim berberlere karşı haksızlığımız şu hafta tatili işinde bile kendini gösteriyor." - N. Hikmet
- grev
isim İş bırakımı"Tartışma, grevin nereden çıktığını aklına takanlar yüzünden büyüyüp genişledi." - N. Uygur
- durdurma
isim Durdurmak işi
- durma
isim Durmak işi"Bu rakkasın durmasına hiçbirimiz alışık değilizdir bu evde, o hep aynı ahenkle sallanmalı." - A. M. Dranas
- tıkanıklık
isim Tıkanık olma, iyi işleyememe durumu
- tıkama
isim Tıkamak işi"Tırmanıp gedikten girer girmez toprak dolu çuvallarla burayı tıkamaya çalışan insanlarla yüz yüze geldi." - İ. O. Anar
- kabız
isim Dışkılama sıklığının azalması veya zor ve ağrılı dışkılama, peklik, kabızlık, ishal karşıtı"Kabızdan helak olma derecesine geldim." - N. F. Kısakürek
- stopaj
isim, ticaret Ön kesinti
- maaşa haciz koyma
- durdurma, durma, tıkama, stopaj
- stopaj.