- madde
isim Duyularla algılanabilen nesne
- söz vermek
bir işi yapacağını kesinlikle bildirmek
- şart koşmak
önceden bir şarta bağlamak"İster istemez bu şartlara boyun eğecekti." - F. R. Atay
- üstlenmek
-i Üstüne almak, yüklenmek, deruhte etmek"Babam üzerinde durmamış, onun papara payını da üstlenen annem ise bunu bir mesele hâline getirip küplere binmişti resmen." - E. Şafak
- taahhüt etmek
üstlenmek"Taahhüt işini ortağıma havale ettim." - A. Gündüz
- garanti etmek
bir şeyle ilgili olarak güvence vermek"Hatice'nin garantisi altında işini yürütmekten başka bir şeye bakmıyordu." - T. Buğra
- taahhüt
isim Bir şey yapmayı üstüne alma, üstlenme"Taahhüt işini ortağıma havale ettim." - A. Gündüz
- maddeler halinde belirtmek
- şart koyma
- şart koşmak, öngörmek