- sağlam
sıfat Dayanıklı, kolay bozulmaz, yıkılmaz, stabil"En sağlam sütunlar üstünde durduğu sanılan devir, bir karton kale gibi yıkılmıştı." - F. R. Atay
- bağlı
sıfat Bir bağ ile tutturulmuş olan"Günlerden beri bağlı duran demir, sert bir hırıltıyla denize daldı." - Halikarnas Balıkçısı
- sabit
sıfat Yerinden oynamayan, yerini değiştirmeyen, durağan
- kuvvetli
sıfat Gücü çok olan, zorlu, şiddetli"Güneşin en yüksek, rüzgârın en kuvvetli olduğu an kavga azıyor." - H. E. Adıvar
- bitirmek
-i Bitmesini sağlamak, sona erdirmek, tüketmek, tamamlamak, sonuçlandırmak"Bu işi sonuna kadar bitirmek lazım." - P. Safa
- durdurmak
-i Durmasını sağlamak"Sızıntıları durdurmadan, bir önlem almadan ne diye bütün kitapları, eşyaları taşıdık ki!" - A. Ağaoğlu
- emin
sıfat Güvenli"Bebesini emin ellere mi bırakmıştı acaba?" - A. Kulin
- güvenilir
sıfat Güven duygusu veren, güvenilen, itimatlı"Sadece kolejinizde değil eğitim işlerinin tümünde güvenilir bir danışman olabilirim." - N. Hikmet
- sadık
sıfat Doğru, gerçek
- kesmek
-i Bıçak, makas vb. bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak, parçalamak, doğramak"İpi kesmek."
- sadakat
isim İçten bağlılık"Nerede sadakat beklersek orada ihanete uğrarız." - A. Ş. Hisar
- vefalı
sıfat Vefakâr"Hatırda kalan şey değişmez zamanla / Ne vefalı komşumuzdun sen Fahriye Abla" - A. M. Dranas
- sadakatla
- itimada şayan
- itimat edilir
- sadakat.
- sağlamca. staunchness sebat