- ana
isim Anne"Anası mutfakta bir tabağa marul doğruyor." - Y. Atılgan
- Pazar
isim Satıcıların belirli günlerde mallarını satmak için sergiledikleri belirli geçici yer"Perşembe pazarı. Salı pazarı."
- temel
isim Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü"Evin temelleri sökülüyor gibi sarsılıyor." - H. E. Adıvar
- satış yeri
isim Bir malın satıldığı yer
- asıl
isim Bir şeyin kendisi, örnek, kopya karşıtı"Bir belgenin aslı."
- tel
isim Türlü metallerden yapılmış, kopmaya karşı bir direnç gösteren ince uzun nesne"Gelin teli. Telgraf teli."
- tel
isim Telgraf
- havan
isim İçinde bir şey dövüp ufalamaya yarayan, tahta, taş, maden veya plastikten yapılan kap
- zımba
isim Delgeç
- tel zımba
isim Kâğıtları birbirine tutturmaya yarayan teli basan araç
- esas
isim Bir şeyin özünü oluşturan ana öge, temel
- hammadde
Ziraat (Tarım), Bir ürün ya da mal meydana getirmek için gerekli maddelerin işlenmeden önceki durumu, işlenmemiş madde.
- zımbalamak
-i Bir şeyin üzerinde zımba ile delik açmak"Belki o biletleri zımbalayan delikanlı karnesini ona vermiş, bir de çay içirmiştir." - S. F. Abasıyanık
- başlıca
sıfat En önemli, başta gelen"Eleştirme her okurun, her seyircinin başlıca hakkıdır." - N. Ataç
- raptiye
isim Düz, geniş başlı, kısa bir çivi görünüşünde, kâğıt veya karton vb. şeyleri bir yere tutturmak için kullanılan araç, pünez
- ambar
isim Genellikle tahıl saklanan yer"Asker ambarlarında buğday var." - H. E. Adıvar
- içerik
isim Bir şeyin içinde bulunanların bütünü, muhteva, mazruf"Eğitimin yalnız yöntemlerini değil, içeriğini de gözden geçirmek, düzeltmek gerekmektedir."
- muhteva
isim İçerik"Nesir olarak Naima Tarihi'ni hem muhteva hem ifade bakımından beğenirim." - B. Felek
- unsur
isim Öge"Hiçbir millet, milletimizden daha çok yabancı unsurların inanç ve âdetlerine riayet etmemiştir." - Atatürk
- mengene
isim, teknik Onarma, işleme, düzeltme vb. işlemlerin uygulanacağı nesneyi sıkıştırıp istenildiği gibi tutturmaya yarayan bir tür alet"Yıldız, bileğimi bir mengene gibi sıktı." - A. Gündüz
- pres
isim, teknik İşletme, onarma, düzletme vb. işlemlerin uygulanması için bir nesneyi, iki ağırlık arasında mekanik olarak sıkıştırmaya yarayan alet, mengene, cendere
- elyaf
isim Genellikle iplik durumuna getirilebilir lifli madde
- lif
isim Her türlü maddeyi oluşturan çok ince ve uzun parça"Ihlamur lifleriyle tavana asılmış kış kavunları gözünün önüne geliyordu." - F. R. Atay
- yerleşmiş
- temel besin
- temel gıda
- tel raptiye
- iki başlı çivi
- piyasayı tutmuş
- zımba teli, tel, lif, bir yerin başlıca ürünü, başlıca ürün, en önemli kısım, başlıca konu, esas, hammadde, zımbalamak