- çıkar
isim Dolaylı bir biçimde elde edilen kazanç, menfaat, yarar
- direk
isim Ağaçtan veya demirden yapılan uzun ve kalın destek"Kayıkçı yelkeni açmak için ilkin direği yerine oturtmalıdır." - S. Birsel
- örs
isim Biçimleri yapılacak işe göre değişen, üzerinde maden dövülen, çelik yüzeyli, demir araç"Demir yalım gibi kızarmıştı. Küçücük örsünün üstüne koydu, dövmeye başladı." - Y. Kemal
- desteklemek
-i Destek koymak"Kapıyı ardından destekleyip varını yoğunu amcasının şerrinden koruyacaktı." - N. Hikmet
- hisse
isim Pay"Bana gelip hisseni satın almak istiyorum, bana devret deseydin belki razı olurdum." - O. Kemal
- pay
isim Birden fazla kişi arasında bölüşülmüş bir bütünden, bu kişilerin her birine düşen bölüm, hisse
- alaka
isim İlgi"Sporla alakası var, dedimse öyle sıkı fıkı bir alaka değil." - N. Hikmet
- koymak
-i, -e Bir şeyi bir yere bırakmak, belli bir yere yerleştirmek"Öteki elini doktorun omzuna koydu." - S. F. Abasıyanık
- kazık
isim Toprağa çakılmak için hazırlanmış, ucu sivri demir veya ağaç"Çadır kazığı." "Hayvanı kazığa bağlamak."
- tehlikeye atmak
- kazıklarla pekiştirmek
- kazıklarla sınırlamak
- kazığa bağlamak
- kazık,
- hudutlarını göstermek. be at stake tehlikede bulunmak
- kazığa bağlayıp yakarak öldürme
- kumarda para koymak
- stake off kazıklarla işaret etmek veya bölmek
- şansa bağlı olan şey