- etmek
nsz Bir işi yapmak"Şemsi, sıra düştükçe emlak komisyonculuğu ediyordu." - H. Taner
- israf etmek
gereksiz yere harcamak, savurganlık etmek, tutumsuzluk etmek"İsraf ve sefahat içinde yaşamaya başlamıştı." - Y. K. Karaosmanoğlu
- saçıp savurmak
parasını düşüncesizce, boşuna harcamak"Oraya birikmiş sulara basarak çamurları etrafa saçtı." - M. Ş. Esendal
- israf
isim Gereksiz yere para, zaman, emek vb.ni harcama, savurganlık"İsraf ve sefahat içinde yaşamaya başlamıştı." - Y. K. Karaosmanoğlu
- gereksiz şeye kullanmak
- boşa harcamak
- boşuna harcamak
- boş yere harcamak
- çarçur etmek
- boş yere harcama
- boş yere harcama.
- boş yere harcamak, saçıp savurmak, israf etmek, çar çur etmek
- har vurup harman savurmak