- bodur
sıfat Enine göre boyu kısa ve tıknaz"Bir av arıyormuş gibi tereddütlü adımlarla bodur böğürtlen dallarını hışırdatarak şoseye indi." - Ö. Seyfettin
- minder
isim İçi yumuşak bir malzeme ile doldurularak dikilen, oturmaya, yaslanmaya yarar şilte"Derin bir düşünceyle kurulmuştu mindere / Saçlarından tutarak hemen devirdim yere" - F. N. Çamlıbel
- sedir
isim Arkalıksız, üstü minderli ve yastıklı olabilen, oturmaya veya yatmaya yarayan ev eşyası, divan"Bizi geniş sedirlerle çevrilmiş keten örtülü bir büyük odaya aldılar." - B. Felek
- bodur kimse
- güvenin yavrusu
- kuluçkadan yeni çıkmış. squabbish
- squabby bodur.