- uğur
isim Bazı olaylarda görülen ve insana iyilik getirdiğine inanılan belirti veya bazı nesnelerde var olduğuna inanılan iyilik kaynağı"Onlar da uğurlar dilediler, aralarında konuşmaya başladılar." - M. Ş. Esendal
- uğur
isim Hedef, amaç, erek, gaye, yol"Bu uğurda rahatlarını, servetlerini feda ederler, canlarını tehlikeye koyarlar." - H. C. Yalçın
- uğur
isim Ön veya yan"Evlerinin uğru bakla / Al beni koynunda sakla" - Halk türküsü
- surat
isim Yüz (II)"Neredense suratına bir de sinek musallat olmuştu." - A. İlhan
- vites
isim Otomobillerin çekiş ve hızını ayarlamaya yarayan dişliler düzeni
- ivinti
isim Çabukluk, hız, sürat
- acele
sıfat Hızlı yapılan, çabuk, tez, ivedi"Adam, acele adımlarla tekrar geri dönüyor, süratle merdivenlerden iniyor." - E. M. Karakurt
- acele etmek
çabuk davranmak, ivmek"Adam, acele adımlarla tekrar geri dönüyor, süratle merdivenlerden iniyor." - E. M. Karakurt
- hızlı
sıfat Çabuk, seri, süratli"Bir akşamüzeri her zamanki hızlı adımlarla geldi." - A. Kutlu
- geçirmek
-i Geçme işini yaptırmak, geçmesini sağlamak
- başarı
isim Başarma işi, muvaffakiyet"Bu başarı, onu garip bir yolda boşluk ve yalnızlık içinde bırakmıştı." - H. E. Adıvar
- hız
isim Çabukluk, sürat"Hikâyede baştan sona kadar hareket ve hız olmalıdır." - F. R. Atay
- çabukluk
isim Çabuk olma durumu, hız, sürat"Her şey umulmaz bir çabuklukla yoluna girdi." - R. N. Güntekin
- hız vermek
hızını artırmak, hızlandırmak"Hikâyede baştan sona kadar hareket ve hız olmalıdır." - F. R. Atay
- hızlandırmak
-i Hız verilmek, hızı artırılmak"Haberleşme olanaklarının çoğalması, basının gelişmesi, bu bilinçlenmeyi hızlandırır." - O. Rifat
- uğur getirmek
iyilik, şans, talih, bereket getirmek"Onlar da uğurlar dilediler, aralarında konuşmaya başladılar." - M. Ş. Esendal
- uğurlamak
-i Gideni esenlik ve sevgi dilekleriyle geçirmek, yolcu etmek, teşyi etmek"Ev sahibi onları uğurladıktan sonra döndü." - T. Buğra
- metamfetamin
- acele ettirmek
- amfetamin
- devir sayısı
- hız, ivinti, sürat, çabukluk, vites, amfetamin, çabuk gitmek, hızla gitmek, hız sınırını aşmak
- hızın artırmak
- muvaffak etmek
- sürat belirten
- süratle gitmek koşmak
- uğurlu kılmak
- çabuk gitme
- çabuk gitmek