- canlı
sıfat Canı olan, diri, yaşayan"Bütün canlıların kendilerini yarı baygın, uykulu, hareketsiz bir tembelliğe bıraktıkları saatler başlamıştı." - N. Cumalı
- konuşma
isim Konuşmak işi"Hurşit hiç karışmıyordu konuşmaya." - A. Kulin
- efendim
ünlem Bir sesleniş karşısında "buradayım" anlamında kullanılan bir söz"Hasan! -Efendim!"
- söyleme
isim Söylemek işi"Birinin çıkıp onu uyarmasına, nasıl göründüğünü söylemesine ihtiyacı vardı." - E. Şafak
- alo
ünlem Telefon konuşmasına başlarken kullanılan bir seslenme sözü
- ezberden nutuk söyleme
- hitabetme kabiliyeti olan
- konuşacak gibi
- söz söyleyen
- aşinalığı olmak. The brothers were not on speaking terms Kardeşler selâmlaşmıyorlardı bile.
- hitap. speaking acquaintance uzaktan aşinalık
- konuşan
- tanıdık. speaking likeness aşırı benzeyiş