- içmek
-i Bir sıvıyı ağza alıp yutmak"Bir oluktan buz gibi bir su içtik." - S. F. Abasıyanık
- yutmak
-i Ağızda bulunan bir şeyi yutağa geçirmek
- yumruklamak
-i Yumrukla vurmak"Ağzından kanla karışık diş parçalarını, onu yumruklayanların suratlarına tükürdü." - Halikarnas Balıkçısı
- kazıklamak
-i Bir tarla veya arsanın sınırını belirtmek için kazık çakmak
- ıslanmak
nsz Islak duruma gelmek"Sayfalar ıslanmış, mürekkebi dağılmış." - A. Ağaoğlu
- ıslanma
isim Islanmak işi
- ıslatma
isim Islatmak işi
- ıslatıcı
isim Yapıştırmadan önce pulları, zarfları, etiketleri ıslatmaya yarayan araç
- iyice ıslatmak
- içine girmek
- sırılsıklam etmek
- içine geçmek
- suda bırakıp ıslatmak
- içinde bir şey ıslatılan sıvı
- ıslatıcı.