- kötü
sıfat İstenilen, beğenilen nitelikte olmayan, hoşa gitmeyen, fena, iyi karşıtı"Hamakat, dalalet ve kötü niyetin bu kadarına söylenebilecek bir şey yoktur." - N. F. Kısakürek
- açı
isim, matematik Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki yarım doğrunun oluşturduğu geometrik biçim, zaviye
- dert
isim Üzüntü"Göz göz oldu yüreğim, gözlerinin derdinden" - Halk türküsü
- üzgün
sıfat Üzülmüş, üzüntü duymuş, mahzun, melul, mükedder"O zamana kadar üzgündü, sesi kısılmış gibiydi." - T. Buğra
- kasvetli
sıfat Sıkıntılı"Eski mahalle çok kasvetli, loş bir mahalle idi." - O. C. Kaygılı
- pişman
sıfat Yaptığı bir işin veya davranışın olumsuz sonucunu görerek üzülen, nadim
- üzüntülü
sıfat Üzüntüsü olan, acılı, müteessir
- hüzünlü
sıfat Gönle üzgünlük veren, iç kapanıklığına yol açan, hazin"Bir şey söylemeyerek hüzünlü bir hâlde gazetesinin başka sütunlarına geçer." - A. Ş. Hisar
- kederli
sıfat Acılı, üzüntülü, mükedder"Sarayın sükûnu bir kederli muammayı saklar gibi ağırdı." - İ. A. Gövsa
- üzücü
sıfat Üzüntü veren, acıklı"Üzücü bir durum."
- perişan
sıfat Dağınık, düzensiz, karmakarışık"Ne kadar toplasan perişandır / Toplanır saçlarım dağılmak için" - C. Şehabettin
- zavallı
sıfat Acınacak kadar kötü durumda bulunan"Zavallı hekim kendisine zorla yutturulan afyonların tesiriyle yığıldığı yerden bir daha kalkamadı." - N. F. Kısakürek
- üzülmek
nsz Üzme işine konu olmak"Karısının düştüğü bu hâle üzülmek şöyle dursun ona çok defa dadı kalfa muamelesi etmekten çekinmezdi." - R. N. Güntekin
- pardon
isim "Özür dilerim, affedersiniz" anlamlarında kullanılan bir söz"Haydi in aşağıya da, pardon mu diyorsunuz, ne diyorsunuz, onu söyle!" - N. F. Kısakürek
- efendim
ünlem Bir sesleniş karşısında "buradayım" anlamında kullanılan bir söz"Hasan! -Efendim!"
- elemli
sıfat Üzüntülü, kederli"Çektiği elemli aşkla mesut olmasa da bunları sevdiği şüphesizdir." - A. Ş. Hisar
- gamlı
sıfat Kaygılı, tasalı, sıkıntısı, üzüntüsü olan, mağmum"Hayatta daima şen insanlarla beraber olun, gamlı insanların gamı size de bulaşır." - R. Enis
- üzgünlük
isim Üzgün olma durumu, neşesizlik"Emeğinin ve cesaretinin gözümden kaçmış bulunmasından hâlâ üzgünlük duyuyorum." - A. Ağaoğlu
- kederlilik
isim Kederli olma durumu
- maalesef
zarf Üzülerek söylüyorum ki, ne yazık ki, maatteessüf"Hatta maalesef bu sevgide bir çocuk içliliği bile vardır." - N. Hikmet
- acınacak
- affedersiniz
- afedersin
- afedersiniz
- affedersin
- özür dilerim
- üzgünüm
- but I can't come. Özür dilerim
- gelemem. She was sorry she hadn't done her lessons. Derslerini yapmadığına pişman oldu. sorrily hüzünle. sorriness hüzün
- kederlilik.
- müteessif. He made a sorry spectacle of himself. Kendi kendini rezil etti. I feel sorry for her. Ona acıyorum. I'm sorry
- üzgün olmak
- üzgün, gussalı, acınacak, üzgünüm, maalesef, affedersiniz, Efendim?