- açı
isim, matematik Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki yarım doğrunun oluşturduğu geometrik biçim, zaviye
- üzgün
sıfat Üzülmüş, üzüntü duymuş, mahzun, melul, mükedder"O zamana kadar üzgündü, sesi kısılmış gibiydi." - T. Buğra
- acıklı
sıfat Acındıracak, acı verecek nitelikte olan, dokunaklı, üzücü, koygun"Bu âdet bir fabrika sahibinin acıklı hayat hikâyesiyle birlikte kondulara yayıldı." - L. Tekin
- elem
isim Acı, üzüntü, dert, keder"Bu derdi huy edinenler elem çekmez." - N. F. Kısakürek
- keder
isim Acı, üzüntü, dert, sıkıntı, ızdırap, tasa"Hiçbir kederim yoktu ki onun bir tatlı kelamıyla bertaraf olmasın." - A. H. Müftüoğlu
- kederli
sıfat Acılı, üzüntülü, mükedder"Sarayın sükûnu bir kederli muammayı saklar gibi ağırdı." - İ. A. Gövsa
- dertli
sıfat Derdi olan"Dertli hâlinden ne bile / Yüreği sağ olan kişi" - Yunus Emre
- elemli
sıfat Üzüntülü, kederli"Çektiği elemli aşkla mesut olmasa da bunları sevdiği şüphesizdir." - A. Ş. Hisar
- hazin
sıfat Hüzünlü"Her şey dayanılmayacak kadar hazindi." - A. İlhan
- elem.
- elemle. sorrowfulness hüzün
- gussalı, kederli, boynu bükük
- keder verici. sorrowfully hazin bir şekilde