- eski
sıfat Çoktan beri var olan, üzerinden çok zaman geçmiş bulunan, yeni karşıtı"Ey benim eski duygularım, eski düşüncelerim. Neden böyle uzaksınız benden?" - N. Ataç
- önceki
sıfat Önce olan, evvelki, mukaddem, sabık"Önceki başkan."
- evvelce
zarf Önceden, eskiden"Evvelce nazirsiz güzel olması lazım gelen yüzü artık buruşmuş." - R. E. Ünaydın
- eskiden
zarf Geçmiş zamanlarda, geçmiş çağlarda, geçmişte, mukaddema"Aynı şeyi eskiden de görmemiş miydim?" - A. Ağaoğlu
- bir zaman
zarf Geçmiş zamanda, eskiden, vaktiyle"Görsem Erenköyü'ndeki leylaklı bahçede / Canan'la bir zaman konuşup içtiğim yeri" - Y. K. Beyatlı
- sabık
sıfat Geçen, önceki, eski"Yorucu çalışmalar sonunda sabık bakanların ne derece hüner sahibi olduklarını tespit etmiştir." - A. İlhan
- bazen
zarf Ara sıra"Bazen bir kelimenin, bir ses tonunun sevdiğimiz bir insanı kırdığını görürüz." - M. Kaplan
- bir gün
Elektrik, Bir ayın 30'da biri. Bir yılın (sene) 360'ta biri. 24 saat, 1440 dakika, 86400 saniyedir.
- ilerde
- bir ara, eski