- yumuşatmak
-i Sertliğini gidermek, yumuşak duruma getirmek
- yumuşamak
nsz Sertliği kalmamak, yumuşak duruma gelmek
- teskin etmek
acı, öfke, heyecan vb. duyguları yatıştırmak, dindirmek"Ev sahibi erkek beni, kadın da onu teskine uğraşıyordu." - B. Felek
- yatıştırmak
-i Bir kargaşayı, ayaklanmayı bastırmak"Hükûmet kuvvetleri ayaklanmayı yatıştırdı."
- gevşetmek
-i Sertlik ve gerginliğini bozmak
- bozulmak
nsz Bozma işine konu olmak"Pazarlık bozulur, nişan bozulur, makine bozulur, mal bozulur." - B. Felek
- kısmak
-i Sesi azaltmak, alçaltmak"Radyoyu biraz kısar mısın?"
- zayıflatmak
-i Zayıf olmasına yol açmak"Zayıflamaktan değil, onu zayıflatmaktan çekinmiyordum." - F. R. Atay
- mülâyimleşmek
- mülayimleştirmek
- beyin sulanması
- yumuşatmak, yumuşamak, gevşetmek, gevşemek, tatlılaşmak, tatlılaştırmak