- kırpıntı
isim Kırpılan şeyden kalan küçük parça"Biz Frenkleri birkaç kırpıntı ile aldatıyorsak onların bize soktukları kazıklardan haberin yok mu?" - H. R. Gürpınar
- kırpmak
-i Parçalara ayırmak, kesmek, kırkmak
- kırpma
isim Kırpmak işi
- çırpmak
-i Halı, kilim vb. şeyleri hızla ve kesik kesik silkelemek
- çırpma
isim Çırpmak işi"Bağ bozumu zamanı ceviz çırpmaya giderlerdi." - N. Meriç
- makasla çırpılmış parça
- ekran alıntısı
- kırpma, kırkma, makasla kesilmiş parça, kırpıntı, kesinti,
- ufak veya önemsiz parça