- bataklık
isim Çok derin olmayan sularla örtülü batak bölge, aynaz, azmak"Stadyuma, mekteplere yakın, onların burnu dibinde olan bu dere, hakikatte bir bataklıktır." - N. Hikmet
- yılan gömleği
isim Yılanların üzerinden her yıl sıyrılarak değişen üst deri, yılan kavı
- soymak
-i Bir şeyin üzerinden kabuk, deri, zar vb.ni çıkarmak"Takkesini geçirmiş, entarisini kuşanmış, elma soyuyordu." - A. Gündüz
- batak
isim Üzerine basıldığında çöken çamurlaşmış toprak"İnsan bu kumda, bir batakta gibi yürür, ayağını güç çeker, her adımda bir günlük yol zahmeti duyar." - F. R. Atay
- atılmak
-den Atma işine konu olmak"O romanlarda kırpılan, atılan yerler var mıdır?" - A. Ağaoğlu
- gölcük
isim Gölet
- bertaraf etmek
ortadan kaldırmak, gidermek
- karamsarlık
isim, felsefe Kötümserlik"İnsanlara yakışan, bu karamsarlığa boyun eğmek değil dünyanın tazeliğine gönlünü açık tutmaktır." - S. Birsel
- umutsuzluk
isim Umutsuz olma durumu, ümitsizlik, meyusiyet"Denizcileri umutsuzluk sardı." - Halikarnas Balıkçısı
- bataklı
- düşürülen yara kabuğu
- kabuk olarak dökülmek
- çıkarılıp atılmak
- bataklık, kötü durum, batak,
- ahlâk bozukluğu. sloughy çamurlu
- bataklı.
- canlı dokudan ayrılan veya atılan ölü doku
- derin çamurlu yer. slough of despond çaresizlik
- içinde su biriken durgun bataklık
- kabuk dolu
- kabuk dolu.
- karamsarlık.
- savmak. sloughy kabuklu
- yılanın değişip atılan derisi