-  kesik sıfat Kesilmiş olan"Biri saçları kesik, gözleri ayrık, dişleri dökük fakat çok dinç ve güzel bir nineydi." - H. E. Adıvar  
-  yarık isim Yarılarak açılmış yer, geniş çatlak"Tam öğle vakitleri yüksek kaya yarığının dibinde toplanıyor, bir saat kadar güneşleniyorduk." - A. Gündüz  
-  eğik çizgi isim Düz olmayan çizgi  
-  taksim isim Parçalara bölme, bölüştürme"Bu antlaşmalar, Osmanlı Devleti'nin taksimini öngörüyordu." - A. İlhan  
-  azarlamak -i Kırıcı ve sert söz söylemek, paylamak, tekdir etmek  
-  indirmek -i Yüksekten, sarp ve kötü yerden veya yukarıdan aşağıya inmesini sağlamak"Zeynep'i o sel yatağından, yağdan kıl çeker gibi indirdi." - Y. Kemal  
-  kamçılamak -i Kamçı ile vurmak  
-  azaltmak -i Az denecek bir miktara indirmek"İlk işleri kullandıkları renkleri azaltmak oluyor." - B. R. Eyuboğlu  
-  düşürmek -e Düşmesine yol açmak, düşmesine sebep olmak"Ben şimdi buracıkta tarağımı düşürmüşüm, gördünüz mü?" - O. C. Kaygılı  
-  kesmek -i Bıçak, makas vb. bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak, parçalamak, doğramak"İpi kesmek."  
-  yarmak -i Uzunlamasına bölüp ayırmak"Odunu yarmak."  
-  yırtmaç isim Çoğunlukla etek, paça veya kol yeninde, dikilmemiş uzunca açıklık  
-  harap etmek harap duruma getirmek"Mezarlığın ortasında altı adet mermer sütunlu harap bir kümbet göze çarpar." - S. M. Alus  
-  bölü isim, matematik Bölme işlemini gösteren "/" veya ":" işaretlerinin okunuşu, taksim""a/b" anlatımı, "a bölü b" diye okunur."  
-  kırbaçlamak -i Kırbaçla vurmak  
- kamçı vuruşu
- eğri çizgi
- fiyatta büyük indirim yapmak
- kesmek, yarmak, çapmak, yakşıca indirmek, uzun kesik, yarık, yırtmaç, işeme
- kılıç ile rasgele şiddetle vurmak
- ormanda harap edilmiş alan
- uzun bir yara açar gibi kesmek
- uzun kesik veya yara
- uzun yara yarık