- Az
sıfat Nicelik, nitelik, güç, süre, sayı bakımından eksik, çok karşıtı"Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu." - B. R. Eyuboğlu
- eksik
sıfat Bir bölümü olmayan, noksan, natamam"Bu kitap eksik, baş tarafı yok."
- yarım yamalak
sıfat Kusurlu, eksik"Yarım yamalak konuşmalar duydum kapı arkalarından." - İ. Aral
- kısmak
-i Sesi azaltmak, alçaltmak"Radyoyu biraz kısar mısın?"
- savsaklamak
-i Belirli bir sebebi olmaksızın bir işi isteyerek geri bırakmak, geciktirmek, umursamamak, ertelemek, sallamak, ihmal etmek"Baban nüfus kâğıdını çıkartmayı savsaklamış." - A. Ağaoğlu
- cimrilik etmek
cimrice davranmak, pintileşmek"Cimrilik tutkusuyla, oturmak için ucuzca, kötü bir ev arasanız bulamazsınız." - Ç. Altan
- tasarruf etmek
bir malın sahibi olmak, onu istediği gibi kullanmak"Vücudum artık irademin tasarrufundan çıkmıştı." - R. N. Güntekin
- eksik.
- baştan savma yapmak
- az vermek
- hasisçe davranmak
- az. skimp'ily aşırı derecede tutumlu olarak. skimp'y kıt.
- aşın derecede tutumlu olmak: kıt
- cimrice beslemek veya vermek