- saf
isim Dizi, sıra"Bütün garsonlar saf teşkil edip selama dururlardı." - E. E. Talu
- saf
sıfat Katıksız, arı, katışıksız, halis, has"Hiçbir yerde buradakinden daha saf ve berrak sulara tesadüf etmedim." - H. S. Tanrıöver
- suçsuz
sıfat Suçu olmayan, suç işlememiş olan, masum
- günahsız
sıfat Günahı veya suçu olmayan, bigünah"Yürekleri fesatla dolduğundan bu masum günahsızı öldürmeyi kafalarına koymuşlar." - E. Şafak
- suçsuzluk
isim Suç işlememiş olma durumu
- günahsız, masum
- masum. sinlessly günah işlemeden
- suçsuz olarak. sinlessness günahsızlık
- suçsuzluk.