- tüyleri ürpermek
kötü bir olay, soğuk, gıcıklanma vb. sebeplerle korku veya tiksinti duymak"İnce güzel kaşlarının ortasında iki tüyü her zamanki gibi tersine dönmüş." - H. E. Adıvar
- sarsılmak
nsz Sarsma işine konu olmak"Aniden hızla itildi kapı, şöyle bir sarsıldı çıngırak." - E. Şafak
- titremek
nsz Küçük ve hızlı salınım hareketleri yapmak"Geçtiği yollarda, incecik ellerine, kahır görmüş köylülerin nasırlı elleri sarıldı, ninelerin dua ile titreyen dudakları dokundu." - H. S. Tanrıöver
- titreme
isim Titremek işi"Herkeste bir içlenme, bir acılanma, bir titreme vardı." - İ. H. Baltacıoğlu
- ürpermek
nsz Korku, tiksinti, üşüme vb. yüzünden tüylerin dikilip derinin nokta nokta kabarmasıyla görülen ani titreme"Fısıltılar duyarım, ürperirim / Terasta sanki bir ayak sesinden" - H. F. Ozansoy
- ürperti
isim Ürperme duygusu"İncir ağacının altında her zamanki isimsiz ürpertiyle titriyorum." - Y. Z. Ortaç
- irkilmek
nsz Ürkerek geri çekilir gibi olmak"Elimi omzuna koyuyorum. İrkiliyor, sertçe çeviriyor bakışını." - E. Bener
- seğirmek
nsz Genellikle vücudun bir yerinde deri ile birlikte derinin hemen altındaki kaslar hafifçe oynamak"Üç dört gün oluyor, sol gözümün alt kapağı seğiriyordu." - B. Felek
- silkinmek
nsz Üstünü silkmek
- korkudan tüylerin diken diken olması
- titreme. I shudder to think of it Onu düşünmek bile tüylerimi ürpertiyor. shudderingly tüyleri ürpererek: titreyerek.
- ürpermek, titremek