- yan çizmek
bir işten kaçmak"Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı." - M. Ş. Esendal
- uzak durmak
yaklaşmamak, karışmamak"Muallâ, uzaklardan bir ses duyar gibi oldu." - P. Safa
- kaçınmak
-den Herhangi bir işi yapmaktan veya özverili davranmaktan geri durmak, imtina etmek"Dargın çıkan sesinde bir şeyden kaçınan, lüzumsuz bir sakınca anlamı sezdi." - H. E. Adıvar
- kaçmak
-e Hızla koşup bir yere saklanmak"Bir tehlike sezdiğin anda hemen eve kaçarsın." - H. R. Gürpınar
- atlatmak
-i Atlama işini yaptırmak
- çekinmek
-den Saygı, korku, utanma vb. duygularla bir şeyi yapmak istememek, kaçınmak"Karşı karşıya oturup yalnız kaldığımız zaman göz göze gelmekten çekindiğini de hissettim." - P. Safa
- sakınmak
-i, -den Herhangi bir korku veya düşünce ile bir şeyi yapmaktan uzak durmak, içtinap etmek"Bıçak kemiğe dayandı mı başkaldırır, canını sakınmaz, hakkını ister." - A. Ağaoğlu
- içtinap etmek
sakınmak, çekinmek, kaçınmak
- kaytarmak
-i Geri çevirmek, iade etmek
- atlatan kimse
- görevden kaçınmak
- hile ile işin içinden sıyrılmak
- vazifesini yapmayan kimse
- vazifesini yapmayan kimse.