- posta
isim Bir yere gelen veya bir yerden gönderilen mektup ve emanetlerin tümü"Eşyalarımı ilk posta ile bir denk yapıp İstanbul'a gönderdim." - Ö. Seyfettin
- vites
isim Otomobillerin çekiş ve hızını ayarlamaya yarayan dişliler düzeni
- değiştirme
isim Değiştirmek işi, tebdil, tahrif"Yazınımızın gelenek değiştirmesine bağlı olarak değişik etkenleri var bu durumun." - N. Cumalı
- yer değiştirmek
bulunduğu yerden bir başka yere geçmek"İzinsiz bir yere gitmek ne haddime?" - M. Ş. Esendal
- grup
isim Küme"Bir kadın grubu, gözleri komutanın penceresine dikili duruyor." - H. E. Adıvar
- nöbet
isim Sıra, keşik"Bu akşam nöbet sizde, masrafı siz yapacaksınız."
- değişme
isim Değişmek işi
- vites değiştirmek
otomobilin çekiş ve hızını değiştirmek
- değişim
isim Bir zaman dilimi içindeki değişikliklerin bütünü, değişme"Bu müsamere günündeki selamlama süresince bedenimde bir değişim olmuştu." - A. Ağaoğlu
- idare etmek
yönetmek, çekip çevirmek"Bu zat, propagandayı tertip ve idareye memur imiş." - Atatürk
- uydurmak
-i, -e Uymasını sağlamak"Gözlerini kilidi sökülmüş ve büyümüş anahtar deliğine uydurdu." - P. Safa
- değiştirmek
-i Başka bir biçime sokmak, değişikliğe uğratmak"Rüzgâr gibi çarçabuk esiş istikametlerini değiştiriyorlar, ağaç kurdu gibi renkten renge giriyorlar." - E. İ. Benice
- değişmek
nsz Başka bir biçim veya duruma girmek, tahavvül etmek"Beş yılda her şey ne kadar çabuk değişmişti." - A. Ağaoğlu
- değişiklik
isim Değişik olma durumu
- başkalaşmak
nsz Başka bir varlığa, niteliğe dönüşmek, değişmek, farklılık kazanmak"Adamın kimliği bile bir başkalaşıyor denize adım atıldı mı." - Z. Selimoğlu
- kaydırmak
-i, -e Kaymasını sağlamak, kaymasına yol açmak"Sokağa çıkıp tahta kızağıyla onu kaydırmak istedim." - R. Mağden
- tedbir
isim Önlem
- hile
isim Birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, ayak oyunu, alavere dalavere, desise, entrika
- ekip
isim Takım"Aramızda ekipler kuracağız, maçlar yapacağız, oyunlar oynayacağız." - Ç. Altan
- vardiya
isim Posta"Fabrikaların akşam vardiyaları dağıldıktan sonra işçiler fabrika kapılarında tek sıra oldular." - L. Tekin
- oynatmak
-i Oynamasını sağlamak"Bir curcuna havası söyledi ve salondakilerin hepsini oynattı." - P. Safa
- kımıldatmak
-i Yerinden biraz oynatmak, hafifçe hareketlendirmek
- öteleme
isim Ötelemek işi
- kaydırma
isim Kaydırmak işi
- deplasman
isim, spor Dış saha
- şanzıman
isim Motorlu taşıtlarda motorun yükünü azaltarak güç aktarma organlarına veren, arabanın istenen hızda hareket etmesini sağlayan dişliler topluluğu
- Turizm ve Otelcilik, Çalışma saati (08.00/16.00 gibi).
- şanjman
- yerini değiştirmek
- shift tuşu
- üst karakter tuşu
- değişilen şey
- son çare
- çuval elbise
- değişme, değiştirme, değişiklik, vardiya, nöbet, çalışma süresi, iş nöbeti, çuval giysi, şanjman, şanzıman, kaçamak, bahane, hile, çare, tedbir,
- değiştirme nöbet çare hile
- dümeni karşı tarafa basmak.
- shift for oneself kendini geçindirmek. shift the helm dümen kırmak