- koruyucu
isim Koruyan kimse, muhafız
- ekran
isim Üzerine bir cismin ışık yoluyla görüntüsü düşürülen, saydam olmayan düz yüzey, görüntülük
- koruma
isim Korumak işi"Bütün oba sevdalıları korumanın sevinci, övüncü içindeydi." - Y. Kemal
- siper
isim Korunulacak, arkasına, altına veya içine girerek saklanılacak yer
- kalkan
isim Ok, kılıç vb.nden korunmak için savaşçıların kullandığı korunmalık
- kalkan
isim, hayvan bilimi Yan yüzergillerden, büyük, yassı, derisi düğme veya çivi denilen birtakım sivri kemiklerle örtülü, beyaz etli balık, kalkan balığı (Scophtalmus maximus)
- müdafaa
isim Savunma, koruma"Bu kuyruk acısıyla kendilerini müdafaaya kalkıştılar." - A. H. Çelebi
- savunma
isim Saldırıya karşı koyma, müdafaa"Mustafa Kemal'in orada seçtiği savunma hattı, Millî Misak'taki Türkiye sınırı idi." - F. R. Atay
- siper olmak
birini veya bir şeyi korumak amacıyla kendini siper olarak kullanmak
- örtmek
-i Korumak, görünmez duruma getirmek veya gizlemek için üstüne bir şey koymak"Kadın bebeğini itina ile yatırdı, yüzünü örttü." - A. Gündüz
- himaye
isim Koruma, gözetme, esirgeme, koruyuculuk, gözetim"Henüz ana himayesine ne kadar muhtaç olduğunu görüyorum." - Y. Z. Ortaç
- zirh
Tarih, Özellikle savaşlarda oktan ve kılıçtan korunmak için giyilen çelik elbise.
- korumak
-i, -den Bir kimseyi veya bir şeyi dış etkilerden, tehlikeden, zor bir durumdan uzak tutmak, esirgemek, muhafaza etmek, vikaye etmek, sıyanet etmek"Orasını tozdan, yağmurdan korumak borcumuzdur." - O. S. Orhon
- muhafaza etmek
korumak, saklamak"Zamanımızda kıymetli şeylerin muhafazası güçleşti." - B. Felek
- kalhan
- koruyucu şey
- hami: himaye
- kalkan siper
- kalkan, siper, koruyucu, korumak, siper olmak
- maden ocaklarında toprağın düşmesini engelleyici duvar
- top kalkanı
- örtmek.