- göz kulak olmak
görme, işitme yoluyla bilgi edinmeye çalışmak
- kılavuz
isim Yol gösteren, tarihî ve turistik yerleri gezerken bilgi aktaran kimse, rehber"Ilıca hamamından ercecik kalkın / Kılavuz seçin de Şahren'i geçin" - Halk türküsü
- çoban köpeği
isim Sürüyü koruyan iri cins köpek
- önder
isim Gücü, ünü ve toplumsal yeri dolayısıyla, belli zaman ve durumlar içinde, ilişkili bulunduğu küme veya toplumun tutum, davranış ve etkinliklerini değiştirip yönetme yeteneğini gösteren kimse, lider, şef, alemdar
- eşlik etmek
bir solist, bir çalgı veya orkestra ile birlikte müzik icra etmek, refakat etmek
- çoban
isim Koyun ve keçi sürülerini otlatan kimse"Çoban kaval çaldı sordu bülbüle / Sürülerim hani, ovam nerede?" - Z. Gökalp
- çobanlık etmek
çoban olarak çalışmak, hayvan gütmek
- çoban, önder, kılavuz, gütmek, yol göstermek, kılavuzluk etmek, önderlik etmek, -e götürmek