- koruma
isim Korumak işi"Bütün oba sevdalıları korumanın sevinci, övüncü içindeydi." - Y. Kemal
- sığınma
isim Sığınmak işi, iltica"Eğer bana sorarsanız bu kâfirlere sığınmanızı hiçbir bakımdan uygun bulmam." - N. F. Kısakürek
- siper
isim Korunulacak, arkasına, altına veya içine girerek saklanılacak yer
- iltica
isim Sığınma
- himaye
isim Koruma, gözetme, esirgeme, koruyuculuk, gözetim"Henüz ana himayesine ne kadar muhtaç olduğunu görüyorum." - Y. Z. Ortaç
- saklamak
-i Elinde bulundurmak, tutmak"Sarayın sükûnu bir kederli muammayı saklar gibi ağırdı." - İ. A. Gövsa
- muhafaza
isim Koruma, saklama, korunum"Zamanımızda kıymetli şeylerin muhafazası güçleşti." - B. Felek
- tedbir
isim Önlem
- korumak
-i, -den Bir kimseyi veya bir şeyi dış etkilerden, tehlikeden, zor bir durumdan uzak tutmak, esirgemek, muhafaza etmek, vikaye etmek, sıyanet etmek"Orasını tozdan, yağmurdan korumak borcumuzdur." - O. S. Orhon
- muhafazasız
sıfat Muhafazası olmayan
- muhafaza etmek
korumak, saklamak"Zamanımızda kıymetli şeylerin muhafazası güçleşti." - B. Felek
- barınak
isim Barınılacak yer, melce"Çocuklara yılda bir kez barınakları temizleme sırası gelirdi." - A. Kutlu
- sığınak
isim Yağmur, güneş veya çeşitli tehlikelerden korunmak için sığınılacak yer, melce
- melce
isim Sığınak, barınak
- barındırmak
-i Barınmasını sağlamak"Gölgesinde bir semti barındıran gürbüz bir çınarın yıldırımla vurulmasına bile güç dayanılır." - İ. A. Gövsa
- refüj
isim Orta kaldırım
- sığınmak
-e Tehlikelerden kaçarak güvenilir bir yere çekilmek"Artık arkasına sığınacak bir camekânım da yok." - H. F. Ozansoy
- korunma
isim Korunmak işi"Ekinlerinizin korunması için de gereken tedbirleri alınız." - N. F. Kısakürek
- sundurma
isim Sundurmak işi
- korunak
isim Tehlikeden kurtulmak, korunmak için yapılmış yer
- korunmasız
- koruyan kimse
- barınılmaz
- emniyette bulunma
- muhafazalı yer
- sığınak, barınak, korunak, siper, sığınma, korunma, barındırmak, korumak, sığınmak
- yataklık etmek